İçeriğe Geç

Blockchain (blokzincir); çevrim içi (online) bir hesap defteri gibidir. Blokzincir yazılımı her türlü veriyi takip etmek için kullanılabilen dijital bir defterdir. Bu yazılım, diğer pek çok şeyin yanı sıra, mal akışını, para hareketlerini, sanat eserlerinin veya şiirlerin kime ait olduğunu takip edebilir. Sağlıktan nakliyeye spordan sanata, tasdik işlemlerinden oy kullanmaya kadar pek çok alanda blokzincir teknolojisi kullanılabilir.
 
Blokzincirler, bilgileri değişmez bir şekilde depolama yetenekleri ile ayırt edilir; yani bilgiler değiştirilemez veya hack’lenemez.
 
Her blokzincirin temel işlevi dijital bilgileri, “blok” adı verilen ve değiştirilemeyen koleksiyonlarda gruplandırmaktır. Bir blok veriyle dolduğunda, kalıcı bir kayıt haline gelebilmesi için, oldukça karmaşık bir işlem gerçekleştirilir. Her blok, her iki bloğun içeriğine başvuran bir kodla, bir sonraki bloğa bağlanır. Bu yüzden ona “zincir” denir.
 
Bilgisayarını kullanarak bir blokzincire katılan herkes, blokzincirde bir “düğüm” olarak kabul edilir. Bir zincirde binlerce, hatta milyonlarca düğüm olabilir. Tasarımın asıl başarısı, blokzincirin bu düğümlerin her biri ile çoğalması ve sürekli olarak güncellenmesidir.
 
Blokzincirler şeffaflığın yanı sıra yüksek derecede gizlilik sağlar. Blokzincir kullanan bir kişinin (veya makinenin) kimliği bir kod dizisinin arkasında gizlidir. Bu kişi kimliğini kendisi açıklamadıkça kim olduğu bilinemez. Ancak bu kimlik tarafından yapılan işlemler şeffaftır.
 
Bitcoin ve Ethereum en popüler blokzincirler ağlarıdır. Blokzincir teknolojisinin en bilinen ürünü ise kripto para birimleridir.
 
 
Akıllı sözleşme ya da smart contract ise, taraflar arasındaki sözleşmenin doğrudan kod satırlarına yazılmasıyla işleyen bir tür sözleşmedir. Buradaki kod ve sözleşmeler dağıtılmış; merkezi olmayan bir blokzincir ağı üzerinde bulunmaktadır. Kod, yürütmeyi denetler; işlemler izlenebilir ve geri döndürülemez.
 
Akıllı sözleşmeler, merkezi otoriteye, yasal sisteme veya harici icra mekanizmasına ihtiyaç duymadan; ayrı, anonim taraflar arasında güvenilir işlemlerin ve anlaşmaların yapılmasına izin verir.
 
Blokzincir teknolojisi öncelikle Bitcoin’in temeli olarak düşünülse de sanal para birimini desteklemenin çok ötesine geçmiştir.
 
Akıllı sözleşmeler ilk olarak 1994 yılında, Bitcoin’ın icadından tam 10 yıl önce 1998’de, “Bit Gold” adlı bir sanal para icat eden Amerikalı bilgisayar bilimcisi Nick Szabo tarafından önerildi.
 
Szabo, akıllı sözleşmeleri, sözleşmenin şartlarını yürüten yazılımlı işlem protokolleri olarak tanımladı. POS (satış noktası) gibi elektronik işlem yöntemlerinin işlevselliğini dijital alana genişletmek istedi.
 
Szabo makalesinde ayrıca türevler ve tahviller gibi sentetik varlıklar için bir sözleşme yapılmasını önerdi.
 
“Akıllı sözleşme” terimi biraz talihsizdir; zira akıllı sözleşmeler ne akıllıdır; ne de yasal bir sözleşmeyle karıştırılmalıdır: Akıllı bir sözleşme, yalnızca onu kodlayan insanlar kadar akıllı olabilir. Kodlama sırasında mevcut olan tüm bilgiler; akıllı sözleşmeler, belirli koşullar yerine getirilirse yasal sözleşmeleri uygulama potansiyeline sahip olsa da disiplinler arası söylem gerektiren çok sayıda teknolojik-yasal sorunu çözmemiz gerekir.
 
Burada “akıllı” ibaresi ile vurgulanmak istenen, sözleşmeden doğan edimlerin ifasının herhangi bir kamu otoritesine ihtiyaç duymadan yerine getirilmesidir.
 
Muhtemelen, teknoloji daha olgunlaştıkça, yaygınlaştıkça ve yasal standartlar kabul edildikçe, yasal sözleşmelerin ve akıllı sözleşmelerin birleştiğini göreceğiz.
 

Size daha iyi bir hizmet deneyimi sunabilmek için çerezler kullanıyoruz. Detaylı bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Çerez Politikası hakkında açıklama metnini inceleyebilirsiniz.